9 Kasım 2012 Cuma

AŞK KLİŞELERİ SEVER...

Merhaba yemelere doyamadığım balık krakerlerim.
Yönetmenlerin ve senaristlerin korkulu rüyası olan ''Popüler Kültür Çöplüğü Film Kuşağı'' nın otopsi masasında bu hafta ''Aşk Tesadüfleri Sever (2011)'' isimli film var...
  • 1977 yılının Ankarasında başlıyor hikayemiz. Hamile karısını hastaneye yetiştirmeye çalışan adamın yaptığı kaza ile öndeki arabada bulunan hamile kadın da erken doğum yapar, ve böylece iki bebek aynı gün dünyaya gelirler. Bu kaza ile ilk kez bir araya gelen Özgür (Mehmet Günsür) ve Deniz (Belçim Bilgin) için tesadüflerin ilki böylece yaşanmış olur.
  • Daha sonra çocukluk ve ilk gençlik yıllarında da yolları kesişen Özgür ve Deniz, birbirlerinin çocukluk aşkı olurlar. Ancak hayatlarının rotası bir şekilde değişir ve birbirlerinden ayrı düşerler. Bu sırada Özgür'ün elinde sadece Deniz'in küçüklükten kalma bir fotoğrafı vardır.
  • Aradan 25 sene geçer ve birbirlerini gene tesadüf eseri bir resim sergisinde bulurlar.
  • Bu arada Özgür bir kalp hastasıdır. (oooo çiiiğğzzzıııııızzzz!)
  • Gecikmeli de olsa aşklarına başlayan çiftimiz çok romantik anlar yaşarlar.
  • Bu sırada Özgür gene bir resim sergisinde fenalaşarak hastaneye kaldırılır ve aynı akşam da esas kızımız kaza geçirmiştir. Özgür'ün ihtiyacı olan kalp Deniz'de vardır. Deniz ölür, onun kalbi Özgür'e verilir. Herkes ağlar ve film biter.
Şimdi gelelim asıl meseleye...
  • Bu film ilk yayınlandığında ergenlerin hafızalarından henüz silinmemiş olan bir ''Issız Adam'' travması daha yaşayacağımızı biliyordum bebekettolarım. Elbette kızlarımız Mehmet Günsür'e deli divane olacaklardı. Elbette filmin aralarına konan popüler müzikleri defalarca facebook profillerinde paylaşacaklardı. Elbette her önlerine gelen erkeğe ''sen nerdeydin şimdiye kadar?'' diye soracaklardı... Hepsi güzel, hepsi hoş. :)
  • Ayrıca film sırasında Deniz'in uzun süreli bir ilişkisi vardı ve onu Özgür'le aldatarak terkediyordu... Yahu bu senaristlerin aşk içinde ihaneti masum gösterme çabaları neyin nesidir?
  • Şimdi hikayeyi bir de şöyle düşünelim... Yıllar sonra çocukluk aşkınla karşılaşıyorsun. Çocukluk aşkın şişko ve çirkin biri olup çıkmış. Sen onu gördüğün o ilk an karakterini merak eder misin sahiden? O zaman ne olacaktı? Çocukluk aşkın o kadar da çekici gelmeyecekti gözüne değil mi? ''Nyse görşrz annene slmlaaaar'' diyip giderdin değil mi? Ah sen ne anasının gözüsüüüün, ah sen ne çıkarcı birisiiiiin!!! İşte gerçekler bunlar sevgili okuyucu. Hayatta tesadüfler de olabilir ama ''gerçek'' denilen şey tek ve asla değişmez olandır. Bu yüzden filme kısaca ''bu dediğin sadece filmlerde olur bebeğiiiimm'' demek istiyorum.
  • Ayrıca tesadüfün bu derece cılkını çıkaracaktınız madem, filmin adını da ''tesadüf'' neyin falan koyaydınız ya keşke... Çünkü film içinde geçmişe dönüşler o kadar fazlaydı ki, ''aşk'' çok geri plandaymış gibi geldi bana. He ama Mehmet Günsür çok aşık bakıyordu o ayrı... :)
  • Bu filmden kendime çıkardığım en önemli mesaj organ naklinin gerekliliği oldu. Evet, organ nakli güzeldir. Hayat kurtarır falan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder