25 Ekim 2023 Çarşamba

BENDEN BİR ŞEYLER (VOL:22) - SON

Hala buralarda bir yerlerde misin yoksa? 

En son 18 Aralık 2016 yılında yazı yayınladığım bu blog, çok sevdiğim bir yer olması nedeniyle bunca yıldan sonra bir vedayı hak ediyor bence. Yazıları veya bloğu silmeye elim hiç gitmiyor, zira o zamanlar olduğum kişiye ihanet etmek istemiyorum. Bazen, acaba buradan ıslık çalmaya devam etsem mi diye düşünsem de, sanki burada ki o delişmen neşeyi bozmak istemiyor gibi hissediyorum. Artık öyle olmadığımdan değil, sadece uzun zamandır sohbet etmediğim bir dostla yeniden nasıl başlayacağımı bilemediğimden galiba. Bir de artık hiç kimsenin uzun uzadıya blog yazısı okumadığını, buna sabrının kalmadığını bildiğimden galiba. Yani sonuçta ben kendi kendisiyle de neşeli muhabbetlerine sıkılmadan devam edebilen biriyim hala. 

Evet, veda diyordum en son. Unutmadım.

Veda etmeyi de hiç beceremem bu arada. Fakat bilmeni isterim ki sevgili okur, her şey yolunda. Evlendim ve anne oldum hatta. Oğlum 4 yaşında. Gözlerindeki muzip parıltılardan bana benzediğini anlayabiliyorum. ''Ne? Plan mı yaptın? Yoksa pilav mı yaptım diyorsun? (ha ha ha)'' şeklindeki ilk espri denemelerine bakılırsa, sarkastik şakalarıma ayak uydurabilecek gibi duruyor.

Ve son olarak; okuduğun için teşekkürler. Belki bir gün yeniden bir şekilde karşılaşırız. 

18 Aralık 2016 Pazar

BİR DÜŞMANIM VAR! (VOL:2)

[Okumaya başlamadan önce ŞU yazıma bir bakın derim...:(  ]

+ Gizem! GİZEM! Nereye kayboldun gene? Kız kime diyorum ben?
- Günaydın valideciğim. Size derin hürmetlerimi arz ediyorum efendim. Lütfen kabul buyurunuz ve yokluğumun yaşattığı can sıkıntısını affediniz.
+ Kaç dakikadır bağırıyorum, neredesin sen?
- Efendim bu namütenahi günü tefekküre ayırmak niyetiyle odama kapanmış bulunuyordum. Kuş cıvıltılarının o baş döndürücü sesleri bir yana, ormanın enfes rayihası başımı döndürmüş olmalı ki...
+ Kız sus! Ne olur sus! Bak sana ne göstereceğim...

Annemin bu kabalığı ve dahi umursamazlığı karşısında titreyen kirpiklerimle çerçevelenmiş çapaklı gözlerimi bahsi geçen tarafa yönlendirdiğimde büyük bir şok yaşadım sevgili bülbül yuvalarım... Çünkü kapımızın hemen önünde 4 (yazı ile dört) adet yavrusu ile birlikte can düşmanım bulunmaktaydı!!!

Bana kaderin bir oyunu muydu bu? Zaman o mendebur kediyi yaşlandırmış olabilirdi, ancak beni görür görmez dikilen tüyleri ile birlikte nefretinin halen canlı olduğunu hemen kavradım... Evet, tüm varlığı ile benden nefret eden bu kediden ben de tiksiniyordum. Yavrularından da elbette! Bir kere kimdi bu veledi zinalar? Hangi günah gecesinin eseri, hangi kirli duyguların yansımasıydı?

Kafamda bu sorular dönedursun, annem bu pirelilere kucak açıyor, bana göstermediği şefkati bu veledi zinalara ve onların hafif meşrep annelerine gösteriyordu. Beyin boşluğumda toparlanan kaynama noktasındaki kanın verdiği yetkiye dayanarak tüm kin ve nefretimle haykırdım:

- Hayır efendim hayır! Rica ediyorum hanenize geri dönünüz! Aramda husumet olduğunu bildiğiniz bu yaratığı ve onun veledi zinalarını terk eyleyiniz! Şahsımı besleyip büyüten o öpülesi ellerinizi bu günahkar canlıdan derhal çekiniz! Yalvarıyorum!
+ Kızım içine Zeki Müren kaçmış gibi konuşmayı bırakırsan eğer ben de sana daha düzgün cevaplar veririm. Sabrımı zorluyorsun evladım. Yapma kızım. Yapma yavrum. Git bir elini yüzünü yıka. Çağır bakayım babanı...
- Babam mı? Efendim lütfen başarısız çocuk yapma girişiminizin müsebbibi olarak gördüğünüz pederimi bu işe karıştırmayınız!

Ne yaparsam yapayım annemin fikrini değiştiremeyeceğimi biliyordum. Ben de taktik değiştirerek Gollum kadar sinsi olmayı seçtim ve tüm varlığımla düşmanımın mahvına neden olacak ipuçlarını ele geçirmeye yemin billah ettim! Lazım geldiğinde müfettiş Gadget kadar dikkatli, bir panter kadar çevik ve bir bal porsuğu kadar da acımasız olacaktım!.. Sadece o güne kadar sabretmeliydim...

Ettim de zaten...


27 Kasım 2016 Pazar

BENDEN BİR ŞEYLER (VOL:21)

  • Ete kemiğe bürünmeleri halinde felaketim olabilecek kahramanlarım var benim. Rafa kaldırıp veda edemiyorum onlara. Her biriyle hasbıhal ediyor, her seferinde başka bir surette yeniden seviyorum onları. İşte bu kahramanlardan biri de Hikmet Benol... 8 Aralık 2015 Salı akşamında Moda Sahnesi'ne onunla tanışmaya gitmiştim... Erdem Şenocak öylesine gerçek bir Hikmet Benol olmuştu ki oyun öncesinde sahneye çıkıp yaptığı egzersizler boyunca yanına gidip ''here i come!'' dememek için kendimi zor tutmuştum. Abartmıyorum! İşte bu nedenle onu 2. kez izlemek için, Hikmet Benol ve Hüsamettin Albayımla tekrar görüşebilmek için bir kez daha randevulaştık. Son birkaç gün...
  • Geçtiğimiz günlerde ufak bir sağlık sorunu için hastaneye gitmem gerekti. Elimde test sonuçlarıyla beraber kulaklık kablosuna dolaşmış bir halde yolumu bulmaya çalışırken sinirlenerek ''BU NE DÜNYA KARDEŞİM'' diye kendimce serzenişte bulunmuş oldum. Devamı aşağıdaki diyalogdaki gibi...
+ Bu ne dünya kardeşim?!
(yaşlıca bir amca) - Seven seveneeee! (aynen şarkıdaki gibi söylüyor ama)
+ Bu ne dünya kardeşim böyleee?! (şaşkınlıktan aynen devam ettiriyorum)
- Bir garip buruk içim bilmem ki niyee?
+ Belki de sevdiğim yok diyeeee... 

Kafamı yukarı doğru kaldırdığımda yanlışlıkla psikiyatri bölümüne gelmiş olduğumu gördüm! 
  • Katıların yer değiştirme prensibinden haberi olmayan sığırların toplu taşıma araçlarına binerken, ya da inerken yaptıklarını gördükçe faşistin Adolf versiyonu olmamak için kendimi zor tutuyorum! Böylesi anlarda verdiğim cevaplarla ufak bir dizi senaryosu yazılabilir aslında...
Olay-1:
+ Hanımefendi bakınız sıra var!
- Ne sırası?
+ Medeniyet sırası hanım! Medeniyet!

Olay-2:
+ Ağbi sen çekilmezsen ben inemem! Bi' dakika ya size diyorum! Ya beni de kendinle beraber götürdüğünün farkında mısın?
- He? (nihayet duydu!)
+ Katıların yer değiştirme prensibi diyorum. Haberin var mı?
- Kim? Ne prensibi?
+ Anonsla bas bas bağırıyorlar, lütfen inenlere öncelik verin diyorlar diyorum. Duymuyor musun diyorum!

Olay-3:
(Otobüs şoförü kapıyı erken açınca sıranın en arkasındakiler bir anda hücum ediyor ve bilin bakalım en önde kim var? BEN!)

+ Hoop! Hayırdır ya sıra var görmüyor musun?
(cevap da yok tabii)
+ Size diyorum! Neandertal mısınız acaba? Hadi beni geçiniz, sizden önce sıraya giren onlarca insanın hakkına tecavüz ettiğinizin farkında mısınız? 
- Şoför kapıyı açtı ama?! Sen de binseydin!
+ Hanımefendi beyninizin sağ lobunda bulunan sinapsis boşluklara baktırmanızı ve toplumsal yaşamdaki adap kurallarını en baştan öğrenmenizi öneriyorum! 
  • Yazı bitti.