23 Kasım 2013 Cumartesi

PSİKOLOĞUMUN GİZLİ NOT DEFTERİNİ ELE GEÇİRDİM!


Merhaba sevgili blog dostlarım!
Uzun çabalarım, türlü uğraşlarım ve yaptığım çeşitli şirinlikler neticesinde ele geçirdiğim psikoloğumun not deflerini sizlerle paylaşmaktan dolayı derin bir gurur duyuyorum!
İşte o gizli defterden bir kaç ''çok önemli'' not...

1 Kasım 2013 Cuma:
Sıkılıyorum... Hem de fena halde! Senelerdir şu minicik ofiste, sözüm ona metropol insanının bencilliklerini dinleyip... Her neyse! Bugün asistanım AmaçsızÇocukTribi isimli bir kızın randevu aldığını belirtti. Elime tutuşturduğu randevu kartını diğerlerinin arasına attım ve televizyonda Müge Anlı'yı izlemeye devam ettim... Lütfen bana kızma sevgili not defteri. İnan bana her şey bir gün grip olup eve tıkılı kalmamla başladı. İlk gün ''ahahah tiplere bak ahahah'' diye izlerken, ikinci gün ''vay be! ne hayatlar var!'' ve üçüncü gün ise ''aaa kesin katil bu! kesin bu! tipinde meymenet yok!'' derken yakaladım kendimi. :(

8 Kasım 2013 Cuma:
Bugün AmaçsızÇocukTribi ile ilk seansımızı gerçekleştirdik. Kapıdan içeri girerken Tv'de gene Müge Anlı açıktı. Kısa bir an utandım. Fakat onun gözünden kaçmamış olacak ki, ''magazinciyken yerli Sherlock Holmes oluvermesi ne kadar da ironik değil mi?'' diye sordu. Daha sonra da Türk toplum yapısı hakkında uzun bir söylev verdi. Terapinin sonuna kadar da bu çizgide durmadan konuşmaya, arada espriler ve şirinlikler yapmaya devam etti. Galiba büyük bir ruh hastasıyla karşı karşıyayım... :(

12 Kasım 2013 Salı :
AmaçsızÇocukTribi bugün randevu almadan geldi. Neyse ki o saatte boştum ve seansa kabul edebildim. Odaya girer girmez ilk olarak bir önceki seansta çok konuştuğunu, benim hatırımı sormayı ihmal ettiğini ve şimdi de beni dinlemek istediğini söyledi. Şaşırdım. Daha önce böyle bir istekle gelen birine hiç rastlamamıştım. Fakat profesyonel duruşumu bozmayarak -Freud ekolüne inanan bir psikolog olarak- ona cinsel hayatını sordum. Fakat soruma cevap vermek yerine, Arka Sokaklar dizisinin halen nasıl devam edebildiğine anlam veremediğinden, eğer bu sezon da bitmezse dizi setini basıp kendi elleriyle bu saçmalığa bir son vereceğini gayet vahşi bir şekilde anlatmaya başladı. ''Hastaların mahremiyetini koruma'' kuralı yüzünden bu kanlı eylemini bana rahatlıkla anlatabildiğini de ekledi. ''Peki ya mahkeme?'' diye soracak oldum. Mahkemede hakime yengeç dansı yapacağını, bu başarılı performansı gören mahkemenin ise onu mutlak suretle serbest bırakacağını söyledi. Ya geleceğin Adolf Hitler'i var karşımda, ya da çılgının tekine bulaşmış vaziyetteyim.

18 Kasım 2013 Pazartesi:
Şimdiye kadar hiç bir soruma doyurucu cevaplar almayı başaramadığım AmaçsızÇocukTribi ile yeni bir randevu günü... Bu sefer azmettim, çocukluğundan bahsedelim dedim. ''Elbette efendim, bendeniz çocukluğunu ulu ağaçların olduğu kocaman bir bahçede geçirmiş, sinek ilacı sıkan kamyonun peşinden koşmuş, sümüklü böcek avlarına katılmış, parmağını zımbalamaktan ziyadesiyle keyif almış biriyim. Fakat söyler misiniz acaba, kocaman kocaman böcekleri yakalayıp sonra da onları çarmıha germek suretiyle ameliyatlar yapmam neticesinde kötü biri mi sayılırım ben?'' diye sordu. Daha sonra da cevabımı beklemeden mahallede karıştığı kavgalardan, yediği çikolatalı pudinglerden, Susam Sokağı'ndan bahsetmeye devam etti... Bu kızla başım dertte! Ne yapsam ki?

20 Kasım 2013 Çarşamba:
Profesyonel meslek hayatım boyunca yeterli derecede deliyle cebelleşmişliğim var ama bu derece bir şizofrenle ilk kez karşılaşıyorum sevgili not defteri. AmaçsızÇocukTribi bugün bana uzun bir mail yazmış. Modunun pek bir düşük olduğunu, bu haliyle gelirse canımı sıkabileceğini, dahası beni de çekemeyeceğini yazıvermiş. Yazısının altına da gece gördüğü bir rüyayı eklemiş... ''Sevgili doktor. İnanın bana Bing Band teorisi, kuantum fiziği birer yalandan ibaret. Hiç kimse bana arı ağırlık birimi ile şişman sayılabilecek şişko bi' eşek arısının o ufacık kanatlarıyla uçabildiğinden bahsetmeye kalkışmasın! Bence fizik, sıradışı gibi görünüp sıradanlaşan bir bilimden ibaret. Çünkü rüyamda minik bir palyaço balığıydım ve büyümem beklenmeden afiyetle yeniliyordum...'' Artık anladım ki AmaçsızÇocukTribi 'ni tedavi etmeye çalışmak, Adolf Hitler'i hümanist yapmaya çalışmak kadar zor. Hatta Hannibal'ı vejetaryen yapmaya çalışmak gibi de diyebilirim... Fakat esasen iyi kız, tanısan sen de severdin sevgili not defteri...


17 Kasım 2013 Pazar

BİR O YANA - BİR BU YANA (VOL:33)

Merhaba bloğumu kızlı erkekli okuyan neşeli kalabalık!
  • Kitap ayraçlarıyla ciddi problemleri olan bir insanım. Hayır yani yok da değil, sadece ben kitaplarımın arasına sakız veya şekerleme tarzı şeyler tıkıştırmaktan hoşlanıyorum.
  • Yeni bir film izlediğimde normal hayatıma adapte olmakta zorlanıyorum. Mesela ben Fight Club'da takılı kalmıştım geçen gün. Sonra otobüste kavga çıkardım falan.
  • Şu dünyada beni deli eden bir şey varsa o da kesinlikle duvara yapıştırdığım bir şeyin yere düşmesidir! Düşme ihtimali bile beni o kadar çok geriyor ki, bak valla ellerim titriyor yazarken!
  • Akıllı telefon aldığını zannedip üçlü prizlerin yanında kamp kurmaya alışmış insanlar diye bir parti kursam eminim ki yerel seçimlerde iktidara gelirim.
  • ''Ten beyaz, saç kızıl güller, kahkahasında bülbüller'' diyor şarkıda; ama klipte oynayan kızın saçlar esmer, asık suratlı falan... İşte hayat bazen tam da böyle bir şey. İstediğin olmuyor yani. (merhaba ben aforizma yazmaya çalıştıkça saçmalayan blogger)
  • ''Lan madem bunlar kızlı erkekli aynı evde kalıyorlardı, biz neden açık öğretim okuduk he canına yandığım?!'' -Bir Açık Öğretim Mağduru-
  • + Telefonu kapalı! -Aa? Dur o zaman bir de ben arıyım! (o da ulaşamadı)
  • ''Şu üç günlük dünya'' diye tribe girdiğimiz yeri 4.5 milyardır kullanıyoruz. Dünya'nın yerine olsam, ''Plüton'dan kızım gelicek'' diyerek palavradan hepimizi çıkarırdım valla!
  • Bu madde sadece O'na özel...
Erotik bir şiir yazalım seninle.
Kelimeler birbirine karışsın,
Bütün olsun cümleler.
Sen ve beni ayıracak dilbilgisi kuralı kalmasın... OLUR MU?
  • Yazı bitti.

9 Kasım 2013 Cumartesi

SÜPER KAHRAMAN OLMUŞSAM DEMEK Kİ...

Merhaba.
Buraya gelirken takip edilmediğinden emin misin?
Öyleyse başlıyorum...
(öhöm)
Şimdiye kadar kah güldünüz, kah gülerken neden düşünemediğinize şaşırıp kaldınız... Çünkü burası TRT değil ve "gülerken eğlenmiyorduk, eğlenirken gülmüyorduk" gibi bir durumunuz olamaz.
(DİKKAT! GİZLİ ÖZNE: EGO PATLAMASI)
Her neyse...
Peki bu blog sahibesinin gerçekte bir süper kahraman olduğundan haberiniz var mıydı?
Yoktu değil mi?..
Yoktu...
Evet! Evet, ben! Ben! BEN YAŞAR US... (gerçekten pardon. sadece bu repliği hep kullanmak istemişimdir.)
(başa sarıyorum...)
Evet! Evet, ben! Ben! BEN AMAÇSIZ ÇOCUK TRİBİ! BİR SÜPER KAHRAMANIM!
Nasıl mı? İşte şöyle...
  • Öncelikle bilmelisiniz ki radyoaktif bir kazaya uğrayıp mutasyon falan geçirmedim! İç çamaşırımı elbette taytımın üzerine giymiyorum. Ve asla bileklerimden örümcek ağları fırlatmıyorum. Koşarak üstümü değiştirmek gibi bir yeteneğim de yok mesela. Ayrıca henüz hiçbir kahramanlığım gazete manşetlerinde yer almış da değil. Yani tamamen gizlenmiş durumdayım...
  • Bana metroda, bir belediye otobüsünde, hınca hınç dolu bir minibüsün içinde rastlayabilirsin... Hani şu kulağında kulaklığıyla ayakta dikilen, yaşlı teyze ve amcalara yer veren, kendi kendini eğlendirmekten zevk aldığı için arada bir gülümseyen kız... Eminim beni tanıyorsundur.
  • Ağlayarak yolda yürüyen kızın yanına yanaşıp çantasından mendil çıkarıp veren, ''sana zaman en iyi ilaçtır diyemem. zaman daha çok bir tahrişe benzer. o yüzden üzerinden vakit geçtiğinde o yarayı fazla kaşımamaya bak, yoksa tahriş olur'' deyip uzaklaşan, ve uzaklaşırken de kulaklığından yükselen müziğin sesini biraz daha açan kız benim.
  • Asla dakik olmayı başaramadığım için uzadıkça uzayan dostluklara sahip olan da benim. Aynı yerlerde ''uzak'' olsalar bile ''sen yerini söyle hemen geliyorum'' diyen kişi benim.
  • ''Dünya'yı yakalım mı? Plütona taşınırız.'' diye romantik hayaller kuran benim. İlla mum ışığında modern kent masalları mı anlatmak gerekiyor sevdiceğim? :)
  • Facebook duvarına ''Melekler günahını bana yazsın olur mu?'' diye yazan 14 yaşındaki kız çocuğuna hitaben, ''büyük sorumluluk doğrusu. bunu ben bile düşünememiştim.'' yazan delişmen de benim.
  • Bir gram bile deli olmayan sıkıcı insanları onların deyimiyle ''ayartmak'' suretiyle nefes almalarını sağlayan kişi benim.
  • Düştüğünde ''acımadı ki'' diyen çocuk benim...
İşte böyle sevgili blog.
SIĞINAK TALEP EDİYORUM! BİR KİŞİLİK YER AÇIN LÜTFEN!

DİP NOT: ''Baaddin'' adıyla ortalıkta dolaşan sevimsiz karaktere tokat atacağı günü bekleyen benim! :)