Merhaba bloğumun neşesi, ötesi, berisi okuyucularım.
Uzatmalı meseleleri paylaşmaktan ziyadesiyle haz duyduğum bir tespitsel yazısına daha hoş geldiniz!
***
O hepimizin hayatında en az 1 kez gördüğü biri.
O bir mülakat canavarı.
Onun adı Aylin Hanım...
İnsan kaynakları birimi olan tüm kuruluşlarda mutlaka bir Aylin Hanım vardır. Hatta Aylin Hanım'ın olmadığı bir iş görüşmesi hayal dahi edilemez. İçinde Aylin Hanım'ı çalıştırmayan bir insan kaynaklarına da asla güvenilemez. Eğer iş görüşmesine gidilecekse mutlaka bir Aylin Hanım olmalı orada.
Aylin Hanım önemli. Önemli... Önem... Ö... (sesim burada giderek uzaklaşıp bir fısıltı halini alıyor.)
Aylin Hanım hayatımızın her anında karşımıza çıkabilir. Kimi zaman müdür, kimi zaman satış departmanında, kimi zaman bir sekreter... Ama en çok da insan kaynaklarından Aylin Hanım olarak çıkar karşımıza... Onu tanımak kolaydır. Boyalı düz saçları, hemen dizinin altında biten kalem eteği, sivri burun topuklu ayakkabıları ve elbette yapay tavırları...Ve elbette her canlı bir gün insan kaynaklarından Aylin Hanım ile mülakata girmeyi tadacaktır!!! (cümlenin vuruculuğuna bakar mısınız?)
İnsan kaynaklarından Aylin Hanım ile defalarca mülakata girmiş biri olarak sizi uyarmalıyım: Aylin Hanım tam bir profesyoneldir! Onu atlatamazsınız! Onu köşeye sıkıştıramazsınız! Bu yüzden size yaşadığım GERÇEK bir Aylin Hanım mülakatından bahsetmek istiyorum...
***
Malikanemde oturmuş margaritamı yudumlu... asfadsfa :) Tamam ciddiyim!
O zamanlar işsizdim. Öğlen vaktini çoktan geçmiş olmasına rağmen üzerimde hala pijamalarım vardı. Adeta küçük bir koala gibiydim... Tam da biraz sonra hangi çekyata devrileceğimi düşündüğüm sırada birden telefonum çalmaya başladı. Arayan numara hatırlaması kolay bir yapaylığa sahip olduğu için birden toparlandım. Çünkü bu numara ancak İnsan Kaynaklarından Aylin Hanım'a ait olabilirdi! Koala formundan hemen çıkıp telefonu açtım. Yanılmamıştım...
+ Merhaba. AmaçsızÇocukTribi ile mi görüşüyorum?
- Buyrun benim.
+ Amaçsız Hanım sizi X'den arıyorum. Ben İnsan Kaynaklarından Aylin. Sizinle yarın saat 1'de bir iş görüşmesi yapabilir miyiz?
- Yarın 1'de? Hmm... Saat 4 olsa? (yalan söyledim! sadece Aylin'in beni ciddiye almasını sağlamak istiyorum)
+ Elbette Amaçsız Hanım. O halde biraz sonra size adres bilgimizi mesaj olarak atacağım. Görüşmek üzere.
- Teşekkür ederim.
Aramızda geçen bu kısacık görüşme bile beni heyecanlandırmaya yetmişti. Bir sonraki gün iş görüşmelerinde giydiğim standart giysimi giyip yollara düştüm. Otobüste hep Aylin Hanım vardı aklımda. Mordor'a güç yüzüğünü taşıyan Frodo kadar zavallı bir haldeydim. Ancak yenilmeyecektim!
Görüşme yerine neredeyse bir saat önceden gelmiş olmama rağmen son dakikaya kadar dışarıda bekledim ve tam zamanında iş yerine giriş yaptım. Kapıda beni karşılayan sekretere baktım... Düz saçları ve abartılı makyajıyla adının ancak Melahat olacağına karar verdiğim bu kadın ''siz içeri geçin. Aylin hanım birazdan geliyor.'' dedi. İçimden küfrettim.
Girdiğim oda uzun beyaz masası, duvar kenarına konumlandırılmış yapay çiçekler ve manasız tabloları ile tam bir mülakat odasıydı. Boş olan sandalyelerden birine oturup beklemeye başladım. Biraz sonra yaklaşan topuk seslerinden Aylin Hanım'ın yaklaştığını anlamıştım.
+ Merhaba. Nasılsınız Amaçsız Hanım?
- Teşekkür ederim Aylin Hanım. Siz?
+ Ben de iyiyim. Nasıl? Yerimizi kolay buldunuz mu?
iç ses: Aylin ilk atağı yapmıştı... ''Yerimizi kolay buldunuz mu?''... Sanki bulamadım, defalarca adres sordum desem bir şey değişecek... Anlaşılan ''standart'' bir Aylin Hanım vardı karşımda.
- Yok hayır. Kolayca buldum. Zaten çok yakın, merkezi bir yerdesiniz.
+ Ah çok iyi o zaman. (eliyle saçlarını düzeltti. ağır bir parfüm kokusu odaya doldu.) Peki Amaçsız Hanım... Neden biz?
iç ses: Neden mi siz? Çünkü işsizim! Ne bileyim ben?! Yüzlerce kişi arasından beni çağırdığına göre asıl benim bu soruyu sormam gerekmez miydi?
- Çünkü yeni mezun olmuş biri olarak kariyerime buradan başlamak istiyorum. Buradan kendimi geliştirip... bla... bla... bla... (bir sürü yalan)
iç ses: Ben konuşurken nasıl da gülümsüyor! Nasıl da tehlikeli... Dişlerini bilemiş bir vampir gibi. Karşımdasın işte Aylin! Korkmuyorum senden! Hem daha neyi kaybedebilirim ki?!
+ Çok güzel. Burada İngilizcenizin yeterli düzeyde olduğu görülüyor.
- Yes. I'm speak advanced English.
+ (gülerek) Hazırlıklısınız!
iç ses: Elbette hazırlıklıyım! Seni tanıyorum Aylin!
- Ehe-he-he (heyecandan kesik kesik sırıtıyorum)
+ (aniden ciddileşerek) Peki Amaçsız Hanım. Biraz da kendinizden bahseder misiniz?
iç ses: İki dakika gevşememe izin bile vermedi! Aylin sen tam bir manyaksın!
- Elbette efendim. 24 yaşındayım.... bla...bla...bla... (gerçekliğinden benim bile şüpheye düştüğüm bir ton gereksiz ayrıntı)
+ Hmm... Biliyorsunuz ki esnek çalışma saatleri... ( işe dair bir ton negatif yakıştırma)
- Hiç önemli değil. Benim için önemli olan.... (manasız erdemleri sıralıyorum)
+ Peki Amaçsız Hanım. Sormak istediğiniz bir şey var mı?
iç ses: Son darbeyi vuracaksın demek he? Vur Aylin! Ama ben buna da hazırlıklıyım!
- Aslında var. Acaba... (işle alakalı çok da önemli olmayan bir soru.)
+ (cevap verir) ... O zaman geldiğiniz için teşekkür ediyorum ben. Biz sizi ararız.
- Ben de teşekkür ederim.
iç ses: CV'me bir şey çiziktirdi. Acaba ne yazdın Aylin? Seni sinsi şeytan!
***
Bu iş görüşmesi daha sonra olumlu sonuçlandı. Ancak ben Aylin'e olan nefretim yüzünden kabul etmemiştim sevgili blog dostlarım. Siz de Aylin'e dikkat edin! Bir gün onunla mutlaka karşılaşacaksınız! O yüzden hazırlıklı olun! HEP TETİKTE OLUN! AYLİN ŞAKAYA GELMEZ!
Önce post'un tamamını okudum.Gülümsedim.Sonra tekrar baştan okudum.Bu sefer yazıda kaç defa "Aylin" isminin tekrarladığını saydım.Tamı tamına 30 kez "Aylin" ismi geçmiş :)
YanıtlaSilKısmetse ağustos ayında doğacak çocuğuma isim alternatifleri arasında "Aylin" ismi de vardı.Ama arka arkaya 30 defa tekrarlayınca "Aylin" isminden tiksindim :) Vazgeçtim.
Bu arada bizim şirkette insan kaynakları müdürünün ismi Abdülhamit :)
Güzel yazı olmuş.eline sağlık.
@Onur : güzel yorumun için teşekkür ederim :) Eğer kızının adını Aylin koysaydın mutlaka insan kaynaklarında mülakatçı falan olurdu. Vazgeçtiğin iyi olmuş :)Bu arada Abdülhamit bey yanlış iş tercihinde bulunmuş. Ya adını Aylin olarak değiştirsin, ya da Emre yapsın. Çünkü Emre'de insan kaynakları departmanında çok popüler bir isim :D
YanıtlaSil