5 Temmuz 2012 Perşembe

TOPLU TAŞIMA ARAÇLARI (VOL:4)

4. KISIM: METRO

Merhaba bağrı yanık okuyucularım.
Merhaba can, merhaba canan.

Köstebekleri taklit ederek geçirdiğimiz teknolojik evrimin bir sonucu olarak hayatımıza giriş yapan metrolar, oldukça cool araçlardır.
Yerin o kadar altında ki, yürüyen merdivenlerden inerken ''vurgun'' yeme olasılığımızın olduğunu düşünüyorum çoğu zaman... Tabi sonra saçmaladığımı fark edip susuyorum.

Metro'nun sizi dış dünyadan koparan bir tarafı var sevdiceklerim. Şöyle ki, yerin bayaaa....aaa...aaa bi dibinde olmasından dolayı tıpkı matrix'deki gibi varlığı belirsiz ve şüpheli bir dünyaya geçiş yapmış gibi hissediyorsunuz. Örneğin, X isimli istasyona geldiğinizde oranın üstünde gerçekten de X'in bulunduğunu nereden bilebiliriz? İşte sırf bu yüzden, metro'dan her çıkış bir çeşit adaptasyon yeteneği gerektirir...

Tüm bunların yanında, insan faktörü açısından zaman zaman tehlikeli olduğunu da düşünmeden edemiyorum. Çünkü yerin dibinde olan metro istasyonları, bizi dar ve kapalı alanlara hapsederek verimli birer ''hedef'' haline getirmekteler. Çok fazla aksiyon filmi izlediğimin farkındayım ama, gerçekten lan azcık düşünsenize orada kapalı kaldığınızı... Klostrofobik bir film senaryosu çıkar buradan. (İbretlik resmen!)

Metrolarda oturma yerlerinin karşılıklı olması nedeniyle, insanlar hep göz temasından kaçınacak yerler ararlar. Sürekli yere bakmalar, karşı camdan kendi aksini izlemeler vs... Ancak insanlar arasında doğabilecek ani aşklar içinde oldukça ideal olduğunu da unutmamak gerek. (Merhaba ben Esra Erol!)

Yürüme merdiveninin en tepesinden aşağıya bakıldığında, bana hep modern köleler topluluğu gibi görünen insanlar için, -yani bizler için- hızlı ve konforlu olmasından dolayı sevdiğim bu toplu taşıma aracı, benim için fazlasıyla malzeme barındırıyor.

İşten güçten çıkmış yorgun insanların bezgin yürüyüşleri, atarlı gençlerin yürüyen merdivenlerde koşturması, frikik vermemek için pozisyondan pozisyona giren ablalar-teyzeler, -hele bak onları cidden çok seviyorum!- siz ne güzel şeysiniz öyle?.. İşte bu kişiler o koskocaman teneke yığını araca birer ruh verenlerdir...
[ Bu arada lütfen sarı çizgilere dikkat ediniz! =)) ]



3 yorum:

  1. Mero demek özel şöföre para vermeden kullanabildiğin tek araç demektir.

    Metro aşktır. (Sadece çok sakin olduğu zamanlar da) :D

    YanıtlaSil
  2. Bloglar Listesi üyesi olduğunuz için, Blog Rehber tanıtım sayfanızı hazırladık.
    Lütfen bir göz atarak; a) değişiklik isteklerinizi b) bulunduğu kategorisi yanlış ise c) olması gereken başka kategoriler var ise c) mevcut kategoriler uymuyor ise önerdiğiniz kategori adını bildirmeniz halinde talepleriniz yerine getirilecektir.

    Ayrıca:

    Bloglar Listesinde yer alan isimlerin bazıları, Blog Star Seçmelerinde önerilen blogların isimleri olduğundan ve listeye otomatik alındıklarından dolayı, şu soruyu da sormak gereği duyuyoruz:
    Listeden ve/ya tanıtım sayfalarından kaldırılma talebiniz var ise onu da bildirin lütfen.

    Tanıtım sayfanıza girmek için:
    link: http://blogmuhtar.tk/ veya http://mahallemizinsakinleri.blogspot.com/
    burada KİŞİSEL BLOGLAR bloglar sekmesinie girdiğinizde KARMA KONULAR sekmesine geçerseniz listede blog adınız bulacaksınız.
    Onaylarınızdan sonra, bu tanıtım sayfaları, ulaşım kolaylığı için, Bloglar listesine bağlanacaktır.

    Bu noktadan sonra kategorileri tekrar değiştirmek zor olacağından özellikle kategorileriniz konusunda bize bilgi vermenizi rica ederiz. Tekrarlıyorum: Eğer mevcut kategorilerden başka bir kategori olması gerekiryorsa bunu da bildirin yeni bir kategori açalım.
    Sayfa içeriğini, arzu ettiğiniz her zaman güncelleyebilir ve değiştirebilirsiniz..

    Şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil