22 Temmuz 2012 Pazar

NİHAT HATİPOĞLU TRAVMASI

Merhaba alayını kucakladığım okuyucularım.

Ramazan aynın gelişiyle dini duygularımızı coşturucu programların sayısında gözle görülür bir artış yaşandı. Bu artışın bir getirisi de elbette Nihat Hatipoğlu.
Türklerin Homeros'u o, evet...

Her mahallenin olmazsa olmazı bazı amcalar vardır. Böyle nur yüzlü, elma yanaklı fakat içinde hep ''daha başka ne yapsam da sevsem, sevdirsem kendimi?'' telaşesini yaşayan ve bir yandan da mahallenin altını üstüne getiren kişi... İşte Nihat Hatipoğlu da bende o duyguyu uyandırıyor. Bizde küçükken o mahalledeki amcayı sevmezdik mesela, ama gene de hatrı kalmasın diye bakkala ekmeğini almaya giderdik...


Ekranda her gördüğümde ''nereye bakıyor bu adam?'' diye düşünüyorum. Ayrıca hikayelerini o kadar gerçekçi anlatıyor ki, mesela Hz. Musa ve firavun olayını anlatacak diyelim. O an bana bile bir heyecan geliyor. Sanırsın ki ekranın sağ alt köşesinde aniden kızıl deniz ikiye yardırılacak...
Fonda verilen müzik, ekranda beliren çiçek - böcek resimleri, özellikle de yankı yaptırılıp diğer dünyadan geliyormuş izlenimi verilen sesi şahsen benim bünyemde uyuşturucu etkisi yapıyor. Beyin loblarımın sinapsis boşluklarını sislerle kaplatıyor. Sonra vay efendim ben neden adamı izlerken gülüyorum oluyor. =)

Bir kere gözlemlediğim kadarıyla Nihat Hatipoğlu'na konuk olan tüm sanatçılar fazlasıyla mahçup oluyorlar. Her birinin yanaklarında zuhur eden o hafif kızarıklık, başlarının bir miktar sağ omza doğru kırılmış vaziyette olması, tertemiz bir tebessüm eşliğinde atılan bakışlar ve elbette göbek hizasında birleştirilen eller... Nihat Hatipoğlu'na konuk olacak kişilerde bu özelliklerin tam olması gerekiyor.

Nihat Hatipoğlu'nu izlerken istemsizce bende değişiveriyorum. Geçen gün program sırasında ''efendim eşlik ederseniz hep birlikte dua edelim.'' dedi. Bende böyle televizyonun camına yapışmış vaziyetteyim. Adeta bir kara sinek gibi ellerimi ovuşturuyorum. O an artık ne olduysa oldu, bende açtım ellerimi başladım ''amin'' demeye... Ama Nihat amcamın duası bitmiyor. 5 dk. oldu, 8 dk. oldu bitirmiyor duayı. E bende yarıda kesmeye cesaret edemiyorum ama kollarıma kramp girdi, gözlerim yaşarmaya başladı... Göğüs hizamda açtığım ellerle başladığım dua sonralaro dizlerimin üzerinde yarım açık ellerle halen devam ediyor! Ya arkadaş bu nasıl duadır, artık bitiversin diye araya dua sıkıştıracağım ama belli mi olur? Çarpılırım falan... En sonunda kuşlardan, çiçeklerden ve böceklere kadar her türlü tek hücreli canlıyı da andıktan sonra ''amin'' diyebildik. Hemen ardından bittiği için bir de ben şükrettim ayıp olmasın diye. ''Hayır yani bu kadar niye uzatıyorsunuz hocam?'' diye sorasım geliyor. Fakat cesaret edemiyorum...

2 yorum: