21 Temmuz 2012 Cumartesi

BENDEN BİR ŞEYLER (VOL:3)

BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM

Merhaba tek tek basaraktan, bade süzerekten, inci dizerekten bloğumu okuyan okuyucularım.

Bugün benim doğum günüm.
1989 yılının en sıcak günlerinden birinde doğdum diyordum ya hani, işte şimdi o gündeyiz.

Bugün adet olduğu üzere anneme doğum anımı bir kez daha soracağım. O da bıkkın bir şekilde ''göbek kordonunu boynuna dolamışsın sen. doğarken ölüyordun. nefes falan alamadın önce. korktuk baya ama baksana nefes alamadığın süre boyunca ne kadar beyin hücrenin öldüğünü şimdi anlıyorum ahahahahhhaaaaayyyyyt!'' diye diye anlatıcak. Sonra onun kahkahasına babamınki karışacak ve beraber ''sende benim hatalarımdan birisin'' şarkısını mırıldanıcaklar. Ardından kardeşimin manasız esprileri gelecek ve seramonimiz böylece sona erecek.

Doğum gününe asla özel bir anlam yüklemeyen biriyim. Hatta doğum günüm geldi diye bir parça hüzünlenmişliğim bile var şuan. Çünkü ben doğum günlerini daha çok birer ''geçmiş yaş muhasebesi'' şeklinde yaşayan biriyim. Fakat buna rağmen, ''derin duygular besliyorum bana karşı''. Niye diye soracak olursanız eğer, inanın bende bilmiyorum lan.




Bu arada, LEYLA İLE MECNUN izleyenler bilirler, ''O gemi bir gün gelecek Mecnun!''


 
He, ne demiştim? Geçmiş yaş muhasebesi...
Buyrunuz efendim.
  1. Ne zaman bir sonuca yaklaştığımı hissetsem hep başa dönüyorum. Bu, malesef bu yaşıma kadar böyleydi.
  2. Ruhunu arsenikle yıkamış insanlar tanıdım.
  3. Sonsuz olan tek şeyin kendime olan inancım olduğunu fark ettim.
  4. Tüm hayatım boyunca tek bir çizgi üstünde yürünmeyeceğini öğrendim. Arada çizgiyi aşmak, yoldan çıkmak, bir başkası gibi olabilmek de varmış...
  5. Henüz kazanılmamış zaferlerim var mesela. Kaç cephede savaşmak gerekiyorsa ben varım, yeter ki akbilim bitmesin değil mi?
  6. Alınan her yarayı madalyon niyetine taşımak lazımmış. Hem kalkmasını bildikten sonra düşmek çok da kötü bir şey değildir ki...
  7. ''mutlu son'' için kafaya elma düşmesini beklememek lazımmış. Al elmayı dayan kapısına mesela değil mi?
  8. Cehennem varsa eğer, o zaten içimizdeymiş. İçindeki ateşi söndürmeden cennet arayışına girmek aptallıkmış.
  9. Mutluluğu tek bir yerde aramamak lazım. Masmavi gökyüzünin altından üstümüze uzanan bulutlar neyimize yetmiyor?
  10. Beklemek, zamanın akışına müdahale etmektir. Ben fark etmeden geçiyor zaman...
[ Daha da yazardım inan sevgili okuyucu ama şimdilik bu saatte (-ki saat şuan 05:01) bu kadar oluyor. ]

Bir doğum günü şarkısı seçmek istiyordum kendime aslında ama bir türlü karar veremedim karahindibağlarım. Ben onun yerine ufak bir kaç dilek diledim içimden... =))

“Ben bir küçük kızım, ben bir deli kızım
Siz beni ne anlarsınız siz!”
 

2 yorum: