28 Ağustos 2012 Salı

TOPLU TAŞIMA ARAÇLARI (VOL:6)

6. KISIM: TAKSİLER


''Hey hey taksi
Bütün işlerim gitti aksi
Hey dur taksi...''


Bu ülke'de bir Küçük Emrah gerçeği, bir de onun ''taksi'' isimli eseri yabana atılamaz sevgili okuyucularım. Bu yüzden ''taksi'' kavramını inceleyeceğim bu yazıma bu harika şarkının sözleriyle başlamak istedim. ;)

Bilindiği üzere taksiler de bir çeşit toplu taşıma aracıdır. Her ne kadar kişiye özel gibi dursa da, ''abi biz şimdi 6 kişiyiz. buradan üsküdar'a kaç yazar?'' cümlesinin sık sık kullanıldığı şey bu saatten sonra olsa olsa toplu taşıma aracı olur benim için.

(Bu arada ''geçen gün bir taksi çevirdim hala dönüyor.'' temalı şakalar yapanları kınıyorum!)

 İçinde kırmızı ışıklar sanıp sönen play-boy temalı bir taksinin direksiyon kenarında ''bismillah'' yazısını asan hayal gücü kesinlikle alkışlanması gereken bir şeydir. Bu yüzden taksileri incelenir kılan tek unsurun taksiciler olduğunu düşünüyorum.

Arabasının tamponuna ''babam sağolsun'' veya ''baba yadigarı'' yazdırma gereği duyan hoş sohbet insanlara biz kısaca ''taksici'' diyoruz bebeytolarım.
Taksiciler bulundukları şehri karış karış bildiklerini iddia eden, fakat bilemeyince de ''valla bilmiyorum abla. ben karşının taksicisiyim.'' adı verilen savunma mekanizmasına sığınan kişilerdir.
Taksici abilerimiz kimi zaman ''ben o tarafa gitmiyorum!'' diyerek bizlere trip atabilirler. Veya gecenin bir yarısı tipinizi beğenmeyerek sizi taksisine almak istemeyebilirler. Böyle bir durumda da çoğunlukla ''cık! kapat kapıyı!'' adı verilen uyarı cümlesini kullanırlar. Kırılmamak lazım...
Taksiciler asla ''binmek'' deyimini kullanmazlar sevdiceklerim. Taksicilere göre taksiye ''atlanır''. Hatta ''atla abla!'' dedikten sonra da vitesi tokatlayarak değiştirirler ve farkında olmadan çok da karizmatik olurlar. :)
Taksicilerin bir diğer özelliği de gündüzleri sinirli, geceleri de efkarlı olmalarıdır.

*** Gündüz,
yolcu: abi merhaba. beşiktaşa gidicektim ben.
taksici: tamam.
(bir süre sonra yan şeritten bir iett otobüsü geçer. taksici sinirlenir.)
taksici: amcık herif! adamın asabını bozuyo şerefsizler!
(yan taraftan motosikletli bir genç geçer. taksici gene sinirlenir)
taksici: göte bak! almış altına motoru, bana hava atıyo sözde!

*** Gece,
yolcu: iyi geceler. bağcılara gidelim lütfen.
taksici: elbette.
(bir süre sonra sessizlikten bunalan taksici bunalım bir müzik açar.)
taksici: of ulan! vallahi bak kardeşim, hiç çekilmiyor bu meslek biliyor musun? gündüz ayrı, gece ayrı dert var.
yolcu: hmm. siz de haklısınız tabii.
taksici: hayır yani bak şu şehrin ışıklarına... şimdi herkes evinde, kendi halinde. biz burda direksiyon sallıyoruz...
(görüldüğü üzere muhabbet uzamasın diye sürekli taksiciyi onaylayan cümleler kurar yolcular. fakat başarılı olunur mu? elbette ki hayır!)

Kısacası, taksileri taksiciler çekilir kılar...

Bu arada, her ne kadar İstanbul'un trafik çilesini ikiye katlasalar da çocukluğum boyunca sadece çok zenginlerin binebileceğine inandığım taksileri ve elbette taksicileri saçma sapan diziler olmadan da anlayabiliriz diye düşünüyorum.

(yazıyı bir türlü sonlandırayı beceremeyen blog yazarının dramını okudunuz)




2 yorum:

  1. Bayıldım yine.

    Taksicilerden dertli biri olarak çok eğlenerek okudum.

    Sevgiyle kal :))

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim Pembe Deniz :) yorumların beni sevindiriyor :)

    YanıtlaSil