5. KISIM: VAPURLAR
Merhaba hayalperest okuyucularım.Kısa mesafe yolcu gemilerine kısaca ''vapur'' diyoruz. (tanım için kaynak: uludağ sözlük)
Fakat bana göre İstanbul'da yaşamanın beraberinde getirmiş olduğu ufak bir mutluluktur vapurlar... Martılara bol bol simit attığım, kimi zaman kuytu bir köşede dalgalara ''Hafız bugün canım çok sıkkın. İçinde boğulmayı isteyecek kadar sıkkın hem de...'' diye fısıldayıp melankolinin dibine vurduğum, kışın soğuğuna rağmen dışarıda oturup şehrin ışıklarını izleyerek hayaller kurduğum yere ''vapur'' diyorum...
Üniversite hayatımın son 2 senesi 07:15 Beşiktaş - Kadıköy vapurunda geçti ve ben neredeyse her sabah tanımadığım insanlarla muhabbet ederken buldum kendimi. Dışarıda ayaklarını demirlere yaslamış vaziyette oturuyorsundur ve aniden yanındaki yaşlı teyze/amca martılara simit atmaya başlar. Zamanla yakınında bulunan martı sayısı arttıkça yüzünde bir gülümseme oluşur ve bir anda hiç tanımadığın insanlarla muhabbet etmeye başlarsın...
- true story! -
yaşlı teyze: bak bak gördün mü nasıl da kapıyorlar simiti?
(kulağımda kulaklıkla müzik dinlediğim için ilkten ne dendiğini duyamam. hemen kulaklığı çıkartırım)
ben: pardon teyze kulaklık vardı duyamadım?
yaşlı teyze: simiti diyorum. nasıl da yakalıyorlar değil mi?
ben: valla ya. martı olmanın ön koşulu bu sanırım teyzecim.
yaşlı teyze: aç kalıyorlar sanırım. pek balık da yok tabi bu mevsimde...
ben: (''evet'' manasında kafamı sallıyorum)
yaşlı teyze: ben de yurt dışında yaşıyordum senelerdir. çok özlemişim.
ben: hiç özlenmez mi? neredeydiniz peki?
yaşlı teyze: almanya'da... hiç bir yerde denizin rengi bu kadar güzel değil biliyor musun?..
- true story! 2 -
Her zamanki gibi gene müzik dinliyorum, hayal kuruyorum. O an yanımda bir iç çekme sesi...
ben: aa?! pardon, neden ağlıyorsunuz?
ağlayan kız: rezil oldum şimdi değil mi? sevgilimle ayrıldık da...
ben: (çantamda nadiren bulunan bir adet selpak çıkartıp kıza veriyorum) yok rezil olmak değil tabi ama bence önce sakin olmalısın.
ağlayan kız: şimdi yeni sevgilisiyle Fenerbahçe - Galatasaray maçındaymış düşünebiliyor musun?
ben: seninle olmak yerine başka bir kızla olmayı seçen adamın arkasından ağlamasan keşke...
ağlayan kız: hayvan herif!!!
ben: evet! hayvan işte! mal yaaa! bence ağlayacağına onu takmayarak en büyük cezayı verebilirsin! veya git bir güzel söv ona! hem böylece rahatlarsın!
ağlayan kız: doğru diyorsun aslında...
dip not: kız daha sonra verdiğim öğüdü tuttu mu bilemem ama, git ona küfret diyerek aslında ne kadar da kötü bir tavsiyede bulunmuş olduğumu şimdi anlıyorum :)
Vapurlar sadece yolcu değil, hayaller de taşırlar aslında sevgili kaymaklı ekmek kadayıflarım.
Geride bıraktıklarımız, gelecekte aradıklarımız, olmak isteyip de olamadığımız her şey nedense vapurlarda gelir aklımıza...
Kıyıya yaklaştıkca aslında kendi gerçekliğimize yaklaştığımızı hissederiz...
Ve evet, gerçekler genellikle can sıkıcıdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder