12 Nisan 2015 Pazar

BİR DRAM FİLMİ: SPOR SALONUNDAKİ İLK GÜN

Based On a True Story...


+ Alo?
- İyi günler! Amaçsız hanım mı acaba?
+ Buyurun benim?
- Amaçsız hanım ben X Club'dan arıyorum. Bir ay boyunca her hafta sonu tüm hizmetlerimizden sınırsızca faydalanabileceğiniz bir deneme paketimiz var. Üstelik sadece 100 TL!

Telefonun öteki ucundaki enerjik sese daha fazla direnemeyerek evimin çok da uzağında sayılmayan, ancak normal şartlar altında önünden bile geçemeyeceğim kadar lüks olan spor salonuna işte böyle yazıldım sevgili okuyucu... Konuşmanın geçtiği aynı hafta sonu da siyah eşofman altım ve Beşiktaş tişörtümle kendimi spor salonunda buldum!

İşte evre evre yaşadıklarım... :(

  • 1.EVRE: İLK ŞOK!
Spor salonunun kapısından içeriye adımımı atar atmaz sadece bana etki etmeyen bir rüzgar dalgası hissettim. Herkes reklamlardaki gibiydi. İnsanların saçları uçuşuyor, gram terlemeden sporlarını yapıyorlardı. Bense önündeki ekmek kırıntısını sırtlamayı beceremeyen bir karınca kadar çaresizdim... 

Fit ve enerjik kız: Merhaba! Size nasıl yardımcı olabilirim?
Amaçsız: Şey ben ilk kez geliyorum da ne yapacağım şimdi? En iyisi gideyim de reklam çekimi bitince geri geleyim.
Fit ve enerjik kız: Reklam çekimi mi? Ahahaha çok iyisin ya! Merak etme ilk gün böyle olur. Gel önce etrafı gezelim.
  • 2.EVRE: SPOR NASIL YAPILIYORDU YA?
Fit ve enerjik spor hocasının tüm güler yüzüne rağmen attığım her adımda kendimi daha kötü hissediyordum. Tarafıma yapılan bu büyük oyunu hazmedemiyor, paralel yapının oyununa geldiğini iddia eden RTE kadar kızgınlaşıyordum. Sıradan görünüşümün aksine diğerlerinin bu kadar havalı olması canımı sıkıyor, çığlık atarak eve gidip yorganımın altında saatlerce ağlamak istiyordum. Fakat elbette spor hocasının peşinden ayaklarımı sürüyerek yürümeye devam ettim ve en sonunda kendimi bir koşu bandının tepesinde dikilirken buldum...

Fit ve enerjik kız: Hadi bakalım! 15 dakika tempolu yürüyüş, 15 dakika da koşu... (bu sırada tuşlara bastı ve koşu bandı çalışmaya başladı.) Ben şimdi gidiyorum ama süren bitince çağır beni.
Amaçsız: Ehe, başladı galiba! Hadi görüşürüz! (heh! sesim titremedi!)
İç Sesim: Nasıl yürüyorduk ki ya? 25 senedir yürüyorum ama bu aletle nasıl yürüyorduk yani? 

İşte bu şekilde başlayan ilk spor deneyimim, 15 dakika sonunda nefes nefese kıza seslenmemle son buldu...

Amaçsız: Şş... B... Ben... Öl-ü-yo-ruuuğğğm sanırım?
Fit ve enerjik kız: Yok bir şey olmaz merak etme! Tempo! Tempo! Tempo!
İç Ses: Kız pisliğin teki çıktı Rıza Baba!

Evet ölüyordum... Göz göre göre hayat enerjim çekiliyor, öldürmediğim her spor hocası için lanetler savuruyordum gökyüzüne!
  • 3.EVRE: GÖREVİMİZ TEHLİKE!
Koşu bandındaki 30 dakikanın sonunda spor hocasına yakalanmadan en yakın su sebilinin kenarına attım kendimi. Salonun en sote yerinde bulunan su sebilinin duvarla arasındaki boşluğa sığındım ve hiç kimse tarafından görülmemek adına gözlerimi kapadım! Çocukluğumdan bu yana yaptığım 2. saklanma girişimimin pek de başarılı olmadığını kabul ediyorum, ancak gizlenecek başka hiçbir yer yoktu! Ellerimi semaya kaldırıp kimsenin beni görmemesi için dua ediyor, bir yandan da bardak bardak su içiyordum... 
Yakalanma ihtimalime karşı elimde hiçbir savunma silahı yoktu! Düşman topraklarında sıkışıp kalmış, su sebilinden başka dostum kalmamıştı... Su stoğum her saniye azalıyor, tek başıma bir damacana suyu bitirmiş olmanın şoku ile olduğum yere yayılmaya devam ediyordum. Tam da bu sırada spor hocasının sesini duydum:

Fit ve enerjik kız: Aaaa! Ama hani haber verecektin? Hadi gel bisiklete! Zaten ilk gün seni zorlamıyorum!
Amaçsız: Hı hı ben de oraya geliyordum zaten. :(
  • 4.EVRE: OOO ENDORFİN DE BURADAYMIŞ!
1 saat boyunca yaptığım spor sonunda garip bir mutluluk hormonu tarafından istilaya uğradım. Tüm direnmelerime karşın endorfin seviyesi artan vücudumun mutluluktan sarhoş olması, suratımda eblek bir gülümseme ile kaplanmasına neden oldu. Titrek titrek kıkırdamaya, etrafta spor yapanlara karışmaya başladım...

Amaçsız: Eheheh bak şu hareketi böyle yap bence! Dur geliyorum! (bu sırada bisikletten kalkmaya çabalıyor, ancak titeyen bacaklarım nedeniyle yürüyemiyorum.)
Spor yapan diğer kız: Aaa çok iyi ya! 
Amaçsız: Merak etme! Yakında sen de alışırsın! İlk zaman titrersin ama sonra bir gülme geliyor!Ahahah!
Spor yapan diğer kız: Tamam! (büyük ihtimalle deli olduğumu düşündü.)
  • 5.EVRE: GELİN BENİ ALIN!
Amaçsız: Alo anne?! Anne ben fena oldum! Anne kızın ölüyor!
Annem: Kızım sen ne diyorsun? Neredesin? (çığlık çığlığa)
Amaçsız: Spor salonundayım anne. Yürüyemiyorum.
Annem: Ödüm koptu ama aşk olsun sana! Kapat şu telefonu! Nasıl geliyorsan gel aaa!



6 yorum:

  1. hahaha :) tam bir eziklik seninki de. ben de bu gibi yerlere girmeden önce yaşarım bunu ama aştım zamanla bu kötü şeyi. bunu da hiç kimseyi umursamayarak başardım. mesela artık giyim kuşama önem vermemeyi öğrendim, çünkü bunların bizim doğamıza ters olduğunu düşünüyorum. çıplaklıktır doğamız. bununla birlikte, yemek yerken bir restoranda diğer masadakiler yokmuş gibi davranıyorum. bunu da başardım çünkü artık hiç kimse umurumda değil, rezil olmak ya da milletin bana gülmesi umurumda bile değil. geçen gün kafamı yol ortasındaki bir kafenin camına çarptım, herkes gülüyordu etraftaki. bir araba dolusu çevik kuvvet polisi bile. dönüp şöyle dedim; "teşekkür ederim halkım, beni sizler yarattınız, sağolun var olun!" :)

    yazılarını ilgiyle takip ediyorum 3 günden beri. bana da beklerim > Roket Osman

    YanıtlaSil
  2. @Roket Osman valla ben eskiden tek başıma yemek yiyemezdim dışarıda ama aştım o tarz durumları. spor olayına bünyem alışmamış, artık ona da alışırım. :) teşekkür ederim bu arada ben de bloğuna bakıyorum hemen. :)

    YanıtlaSil
  3. Her zamanki gibi sesli güldürdün eyvallah :)

    YanıtlaSil
  4. @Onur sesli güldürdüysem ne mutlu bana. :) eyvallah. :)

    YanıtlaSil
  5. :)) pekiiğ gri renkli tişört giymiş insanlarda, ter nedeniyle oluşan koyu grilik :)

    YanıtlaSil
  6. @Atakan Yener dur ne olur yapma! :( beni ağlatacaksın!:))))

    YanıtlaSil