Sıkıcı bir seansın ardından kendime gelmeye çalışıyordum o anda. Bekleme salonundan gelen seslerle irkildim. Biri ''bakınız efendim, bendeniz buranın gediklilerinden sayılırım! Ciddi bir durum var ortada ve siz bunu engelleyemezsiniz!'' şeklindeki bağırışları ile kliniği inletiyordu. Hemen odamdan dışarı çıktım ve onu polarlı pembe pijamasıyla suratı al al olmuş bir şekilde karşımda dikilirken buldum...
- Amaçsız? Nerelerdeydin?
+ Bonjour matmazel! Uzun zaman oldu doğrusu.
- Gelsene içeri.
+ Ama ben sizi kaçırmaya geldim. Dışarıda bir çay içmeye ne dersiniz?
- Gelsene içeri.
+ Ama ben sizi kaçırmaya geldim. Dışarıda bir çay içmeye ne dersiniz?
Elbette cevabımı beklemeden koluma girdi ve birlikte sokağa çıktık. Bu sırada gelene geçene selam veriyor, etrafına gülücükler atıyordu.
- Tanıdıklar galiba?
+ Hayır elbette tanımıyorum. Sadece suratları o kadar asık ki kesinlikle bana ihtiyaçları var!
- Bu cümleyi sokağa pijamasıyla çıkmayan biri söyleseydi belki inanabilirdim biliyor musun?
+ Ah doktor... İşte bu yüzden asıl senin bana ihtiyacın var!
Bu sırada ufak bir kafeteryaya gelmiştik. Hiç bekletmeden iki çay sipariş ettik. Zaten o da girer girmez etrafını süzmeye, arada bir de ''cık, cık, cık'' yapmaya başladı. Sonra birden ayağa kalktı ve bağırdı; ''Ne oldu size insanlar? Ne oldu? Ne oldu? Ne oldu? Neden yaşamıyorsunuz? Neden ölüsünüz? Ne oldu size?!''
O an ne kadar utandığımı bir ben, bir de Allah bilir sanırım. Üstelik bir iki masadan kıkırtılar da gelmeye başlamıştı. Oysa tüm bu olanlar onun umurunda bile değildi. Gözlerini kısarak etrafına baktı, oturdu ve alçak sesle sadece bana anlatmaya başladı...
''İnsanlar iyi değiller. Korkuyorlar. Kuyunun dibini bilmeden hayat suyunu içmeye çalışıyorlar. En dipte olmanın bir insan ruhunu nasıl da kalkındırdığını bilmiyorlar. Sigarayı değil, kafalarının içindeki sesi azaltmaya ihtiyaçları olduğunun farkında değiller. Oysa ki ben daha dünyaya gelmiş olmamın şokunu üstümden atabilmiş değilim. 25 yıl oldu. Hala şoktayım. Çünkü aşkta ölüm, ölümde yaşam, yaşamda akıl, her normal akılda da delilik vardır. İşte benim sorunum da bu. Şimdi bir çay daha içer miyiz?''
Sende bir william amca tandansı seziyorum.Ama hangi akımın öncüsü olduğun konusunda kararsız kaldım :)
YanıtlaSilhttp://www.bilgesozleri.com/w-shakespeare-sozleri.html
@Onur: William amcayı yeni yeni irdelemeye başlıyorum. Her ne kadar okuduğum kitabın kötü bir çeviri olduğunu düşünsem de ''adam yazmış ya'' demekten kendimi alamıyorum. Öte yandan kendime has bir üslubum olup olmadığı konusunda da kararsızım. Karanlıkta ıslık çalıyorum işte. Islığımı duyanlarla iyiyim galiba. :)
YanıtlaSilıslık iyidir iyi ;)
YanıtlaSil