Şaşırdın ama değil mi? Napıyım ama bu giriş cümleleri konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaya başladım.
...Ayrıca atom altı parçacıklarının yeryüzünde aynı anda...
Bi' saniye ya. Konumuz bu değildi dimi? Zaten bu kadar bilimsel bir blog yazıyor olsam şuan üstümde pijamalarım olmazdı. Ne bileyim böyle beyaz önlük, kalın çerçeveli gözlükler falan takardım. Sizden de aynı ciddiyeti beklerdim yani.
- Bu arada işe girdim ben. Baya baya üniversite mezunu işsizler kategorisinden çıktım yani. Masam bile var lan. Hatta masamda bilgisayarım, çalışmayan bir telefonum, defterlerim, kalemlerim ve arkamda saymalara kıyamadığım onlarca dosyam var. Bir tek önümde altın kaplama plakam yok. Allahtan çok mütevazi bir kızım.
- İtiraf ediyorum ki sırf öğrenci akbilim devam etsin diye okuldan çıkışımı almadım. 5 TL'ye vizeleme işlemimi de yaptım. Artık rahatım.
- O değil de, kendimi şuan ciddi ciddi LEYLA İLE MECNUN dizisinin ERDAL BAKKAL'ı gibi hissettim. O derece cimri bir duruş sergiledim çünkü.
- Eskiden kendimi çok yalnız hissederdim. Böyle hem fiziksel, hem de ruhsal bir yalnızlık. Ama artık öyle değil. (kalp kalp kalp)
- Ben bunları yazmaya çalışırken kardeşim içerde din dersi için dua ezberliyor. O kadar çok sesli tekrar etti ki, ben bile ezberledim. Neyse ama iyi oldu ya. Yarın öbür gün cennetin kapısında sözlü yaparlar falan... Açıkta kalmamam lazım.
- O değil de şimdi bu yazı pek komik olmadı ya hani, kendimi gerçekten kötü hissettim. Bilgisayarda %99 da takılıp yüklenemeyen programlar gibiyim adeta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder