21 Şubat Cuma:
Ofisin manzarasız penceresinden kirli dünyayı seyrediyordum. Bir şey düşündüğüm yoktu. Birazdan bir ''hasta'' daha gelecekti ve ben başka bir hayatın penceresinden bakacaktım 1 saat boyunca... Melankolik miyim bugün? Belki... İşte tam da bu ''belki'' leri düşünmeye başlayacaktım ki, kapı ardına kadar açıldı ve AmaçsızÇocukTribi içeri girdi.
Ben: Hoş geldin Amaçsız. Görüşemedik bir süredir?
Cevap vermek yerine eliyle sus işareti yaparak kapıyı usulca kapadı. Sonra da dik adımlarla karşımdaki sandalyeye oturdu ve anlatmaya başladı...
İçimde ''şeyler'' var doktor. Nasıl desem? Birileri var içimde... Karışmasınlar diye isim verdim her birine. Mesela Amaçsız2, tam bir doyumsuz. Belki biraz sapık. İlginç zevkleri var. Anlatırsam senin bile yüzün kızarır. ''Az şiddet, şiddetlerin en kötüsüdür.'' diyor... Sonra Amaçsız3 var. Bloğu yazan kişi o. Esprili, güler yüzlü bir şey. Gözlerinin içi güler. İnsanlar en çok onu seviyor diye her gün onu giyinip çıkıyorum dışarıya. Amaçsız4, tam bir korkak. Bilinmeyen her şey ona korku veriyor. Geceleri ölümünü hayal ediyor. Fakat o kadar bencil ki, acısız bir ölümden başkasını kendine yakıştıramıyor. Amaçsız5-6-7-8-... Daha sayayım mı doktor? İşte ben her gün içimdeki bir sürüyle baş etmeye çalışıyorum. ''AMAÇSIZ2!'' diye haykırıyorum, ''Söyle o sağ meleğe, bugün karışmasın bize!'' ''Tamam efendim.'' diyor. ''Olmayan sevaplarımı da Amaçsız1 yazsın!'' diye buyuruyorum. Cevap veren çıkmıyor o zaman. Bozuluyorum.
Ama en kötüsü de ne biliyor musun? Amaçsız1'i tanımıyorum... İşte içimdeki o ''birileri'' aklımın odalarını karıştırıyor. Aklımın odalarına üst üste çöpler atıyorlar. Bir süre sonra içerisi o kadar mide bulandırıcı oldu ki, en sonunda sana geldim işte.
Aslında ne var biliyor musun? Ben kendimle ''ayrı dünyaların'' insanlarıyız. Işığa baktıkça daha da şiddetlenen bir baş ağrısı gibi ruhumdaki migren. Ruhta migren çıkarsa ne olur doktor? Ben hariç her şey gerçek, ben hariç her şey fazla... Çok fazla.
Neyse bak vaktimiz doldu gene... Yanlış anlama beni olur mu? İnsanları severim aslında. Benim derdim insanlıkla...
http://www.idefix.com/kitap/bir-psikiyatristin-gizli-defteri-gary-small/tanim.asp?sid=J1VBF8OEKP6PYEIEMFCU
YanıtlaSil:)
@Onur : neyse ki gerçekten kitaplaştırmaya kalkmıyor :) gerçi otobüste bu kitabı okuyan birine rastlıyorum sürekli. napsam? sorsam mı? :)
YanıtlaSilAmaçsız
YanıtlaSilİstanbul'da hangi hattı kullanıyorsun merak ediyorum.Benim kullandığım hatlarda ne grinin elli tonu ne de psikiyatr gizli defterleri okunuyor.Belki bir ikisi gazete okuyor o kadar :)
@Onur: Ben 42T yi kullanıyorum :) baya bi çeşitlilik var açıkçası :)
YanıtlaSil