Merhaba sevgili blog dostlarım!
Uzun çabalarım, türlü uğraşlarım ve yaptığım çeşitli şirinlikler neticesinde ele geçirdiğim psikoloğumun not deflerini sizlerle paylaşmaktan dolayı derin bir gurur duyuyorum!
İşte o gizli defterden bir kaç ''çok önemli'' not...
1 Kasım 2013 Cuma:
Sıkılıyorum... Hem de fena halde! Senelerdir şu minicik ofiste, sözüm ona metropol insanının bencilliklerini dinleyip... Her neyse! Bugün asistanım AmaçsızÇocukTribi isimli bir kızın randevu aldığını belirtti. Elime tutuşturduğu randevu kartını diğerlerinin arasına attım ve televizyonda Müge Anlı'yı izlemeye devam ettim... Lütfen bana kızma sevgili not defteri. İnan bana her şey bir gün grip olup eve tıkılı kalmamla başladı. İlk gün ''ahahah tiplere bak ahahah'' diye izlerken, ikinci gün ''vay be! ne hayatlar var!'' ve üçüncü gün ise ''aaa kesin katil bu! kesin bu! tipinde meymenet yok!'' derken yakaladım kendimi. :(
8 Kasım 2013 Cuma:
Bugün AmaçsızÇocukTribi ile ilk seansımızı gerçekleştirdik. Kapıdan içeri girerken Tv'de gene Müge Anlı açıktı. Kısa bir an utandım. Fakat onun gözünden kaçmamış olacak ki, ''magazinciyken yerli Sherlock Holmes oluvermesi ne kadar da ironik değil mi?'' diye sordu. Daha sonra da Türk toplum yapısı hakkında uzun bir söylev verdi. Terapinin sonuna kadar da bu çizgide durmadan konuşmaya, arada espriler ve şirinlikler yapmaya devam etti. Galiba büyük bir ruh hastasıyla karşı karşıyayım... :(
12 Kasım 2013 Salı :
AmaçsızÇocukTribi bugün randevu almadan geldi. Neyse ki o saatte boştum ve seansa kabul edebildim. Odaya girer girmez ilk olarak bir önceki seansta çok konuştuğunu, benim hatırımı sormayı ihmal ettiğini ve şimdi de beni dinlemek istediğini söyledi. Şaşırdım. Daha önce böyle bir istekle gelen birine hiç rastlamamıştım. Fakat profesyonel duruşumu bozmayarak -Freud ekolüne inanan bir psikolog olarak- ona cinsel hayatını sordum. Fakat soruma cevap vermek yerine, Arka Sokaklar dizisinin halen nasıl devam edebildiğine anlam veremediğinden, eğer bu sezon da bitmezse dizi setini basıp kendi elleriyle bu saçmalığa bir son vereceğini gayet vahşi bir şekilde anlatmaya başladı. ''Hastaların mahremiyetini koruma'' kuralı yüzünden bu kanlı eylemini bana rahatlıkla anlatabildiğini de ekledi. ''Peki ya mahkeme?'' diye soracak oldum. Mahkemede hakime yengeç dansı yapacağını, bu başarılı performansı gören mahkemenin ise onu mutlak suretle serbest bırakacağını söyledi. Ya geleceğin Adolf Hitler'i var karşımda, ya da çılgının tekine bulaşmış vaziyetteyim.
18 Kasım 2013 Pazartesi:
Şimdiye kadar hiç bir soruma doyurucu cevaplar almayı başaramadığım AmaçsızÇocukTribi ile yeni bir randevu günü... Bu sefer azmettim, çocukluğundan bahsedelim dedim. ''Elbette efendim, bendeniz çocukluğunu ulu ağaçların olduğu kocaman bir bahçede geçirmiş, sinek ilacı sıkan kamyonun peşinden koşmuş, sümüklü böcek avlarına katılmış, parmağını zımbalamaktan ziyadesiyle keyif almış biriyim. Fakat söyler misiniz acaba, kocaman kocaman böcekleri yakalayıp sonra da onları çarmıha germek suretiyle ameliyatlar yapmam neticesinde kötü biri mi sayılırım ben?'' diye sordu. Daha sonra da cevabımı beklemeden mahallede karıştığı kavgalardan, yediği çikolatalı pudinglerden, Susam Sokağı'ndan bahsetmeye devam etti... Bu kızla başım dertte! Ne yapsam ki?
20 Kasım 2013 Çarşamba:
Profesyonel meslek hayatım boyunca yeterli derecede deliyle cebelleşmişliğim var ama bu derece bir şizofrenle ilk kez karşılaşıyorum sevgili not defteri. AmaçsızÇocukTribi bugün bana uzun bir mail yazmış. Modunun pek bir düşük olduğunu, bu haliyle gelirse canımı sıkabileceğini, dahası beni de çekemeyeceğini yazıvermiş. Yazısının altına da gece gördüğü bir rüyayı eklemiş... ''Sevgili doktor. İnanın bana Bing Band teorisi, kuantum fiziği birer yalandan ibaret. Hiç kimse bana arı ağırlık birimi ile şişman sayılabilecek şişko bi' eşek arısının o ufacık kanatlarıyla uçabildiğinden bahsetmeye kalkışmasın! Bence fizik, sıradışı gibi görünüp sıradanlaşan bir bilimden ibaret. Çünkü rüyamda minik bir palyaço balığıydım ve büyümem beklenmeden afiyetle yeniliyordum...'' Artık anladım ki AmaçsızÇocukTribi 'ni tedavi etmeye çalışmak, Adolf Hitler'i hümanist yapmaya çalışmak kadar zor. Hatta Hannibal'ı vejetaryen yapmaya çalışmak gibi de diyebilirim... Fakat esasen iyi kız, tanısan sen de severdin sevgili not defteri...