23 Ekim 2013 Çarşamba

BİR O YANA - BİR BU YANA (VOL:32)

Şşş bak bakayım yüzüme? Ağladın mı yoksa? Alt tarafı 17 gündür yoktum ortalıkta. Hiç bu yüzden ağlanır mı? Atlayıp da geldim he-man...
  • İlk buluşmalarda ilişkinin seyrini belirleyen bazı nesneler vardır.
1- araba anahtarı : en aşağı toyota olmalı. araba modeli yükseldikte ipler daha fazla erkeğin elinde olacaktır.

2- cüzdan : siyah deri ve kare şeklinde olmalıdır. içi az dolu olmalı. para dışında bir şey bulunmamalı.

3- telefon : beyaz olacak. illaki beyaz şart. çok seçenek yok zaten. ya samsung s4 serisi veya iphone 5 olmalı.
  • Bazı gerçekler photoshop ile düzeltilemeyecek kadar çirkin...
  • Eğer bir gün yaşlanırsam ve yüzümdeki kırışıklıklara hürmeten bana aşkı soran bir torunum olursa diye aşkı her gün yeniden tanımlıyorum...
  • Foklar çok yalnız :(
  • Eğer yukarıdaki cümleyi okuduğunda için titremediyse usulca kapıyı kapat!
  • Dolaptaki dondurma kutusundan biber dolması çıkınca üzülmeyi bıraktıysan büyümüşsün demektir.
  • ...Çünkü artık ''Leyla ile Mecnun'' yok; ''Ben de Özledim'' var.
  • Fotoğraf makinesiyle martı, vapur, sokak kedisi veya kahvede oturan düşünceli yaşlı amca pozları çeken kişi gördüğümde Şener Şen koşuşuyla ortamdan uzaklaşıyorum.
  • 1 puanla takdiri kaçıran çocuklar 1 birayla cenneti de kaçırır mı acaba? Kafamdaki en büyük soru işareti bu.
  • Bir anne aynı zamanda birçok şeydir. En çok da psikoloğumuzdur...
  • ''Şort giyen kızlar için kilo sınırlaması konulmalı'' diye dalga geçenlerden konuşmaları için zeka seviyesi sınırı konulmalı bence.
  • -spoiler- Hepimiz ölücez -spoiler-
  • Canlı canlı kıyma makinesine atılan inek videosunu izleyip 3 gün sonra mc donalds'a giden, ama Kurban bayramına karşı olan tatlişler burada değil dimi?
  • Yazı bitti.

5 Ekim 2013 Cumartesi

BİR O YANA - BİR BU YANA (VOL:31)

Gel gel burası çok güzel, önce komik gelmiyor ama sonra alışıyorsun.
  • Cumartesi akşamı evde oturmak varken insan neden dışarı çıkmak ister? Hayır yani illa bir atraksiyon arıyorsan otur bir elma ye.
  • İlkokuldayken sınıfta bir arkadaşımız hastalanıp eve gideceği zaman topluca ''geeeeçççmiiiiişşş olsuuuuunn'' derdik. Lisede ise durum çok değişti... ''Numara yapıyo hocam! Bakın görün gene kaynattı dersi numaracı!''
  • Gaz kaçağını çakmak yakarak kontrol eden tek ülke biz olmalıyız.
  • Leyla ile Mecnun dizisinde Yedek Kamil ve Altyazılı Leyla arasında geçen şu diyalog hala aklımda:
leyla: (altyazı tabii) ben güzel değil miyim?
kamil: yok leyla. sen çok güzelsin ama ben yedeğim. yedek kamilim ben... hep yedeğim.
*Mecnun olmak için ''leyla gelse de leyla'yı istememek gerekir'' derler aslında... Yedek Kamil meğer Mecnun olmuş da, haberimiz yokmuş...
  • Alt tarafı 5 Ekimsin sen... Bu kadar soğuk olma cesaretini nereden alıyorsun acaba?
  • ''Büyük seçim ister misiniz?'' diye soran fast-food kasiyerinin dramını filme çeksem, Nuri Bilge Ceylan'ı ezer geçerim!
  • ''Çek pas'' diye bir alet icat edilmiş. Böyle pas pasın çekilerek yapılan versiyonu. Aklıma hemen İ-Phone 4 / 4S durumu geldi. Haksız mıyım?
  • Sahte okeyi samimi bulmuyorum. Böyle bir sinsilik, ne bileyim bir adamsendecilik var gibi. O yüzden okey oynarken eğer elime sahte okey geçerse mutlaka atıyorum.
  • Ne zaman bir müdür, efendime söyliyeyim bir şirket sahibi görsem bu insanların espri kabiliyetleri sıfırın altında falan oluyor. Çünkü bu insanların altında çalışan kişiler, bunların yaptığı her iğrenç espriye yalancıktan gülüyor ve bu adamlar da iyi espri yaptıklarını zannediyorlar.
  • Küçükken her dua edişimde Allaha ''eğer beni seviyorsan bu duayı kabul edersin'' derdim.
Oh ne güzel ya, buldunuz beleş yazıyı okuyun tabii. Biriniz de soruyor mu acaba bu Amaçsız ne durumda diye? Acaba paraya ihtiyacı var mıdır? Bu blog yazısı yazma ve yayınlama olayında ne paralar dönüyor hiç biliyor musunuz? Bu bloğun aylık gideri nedir diye soruyor musunuz? Bu dükkan nasıl dönüyor acaba he? Ama yok! Okuyup geçiyorsunuz işte! Lütfen bundan sonra blogdan çıkmadan önce üç beş bir şey bırakın da öyle gi.... asdafsdag =) ŞAKA ŞAKA :) En fazla elektrik masrafı oluyordur, onu da annem babam ödüyor işte bebişler. Ama bir yandan da acaba yakında hesap numaramı yayınlasam mı diye de düşünmüyor değilim... Nası fikir?



1 Ekim 2013 Salı

BİR NESLİN ÇILGIN BEDİŞ İLE İMTİHANI

97 - 98 yılları arasında, zamanın ''aboneyim abone'' sinin bir nesli telef ettiği, beyin hücrelerinde elektrik iletilmeme sorununa neden olduğu bu diziyi hala hatırlayan var mı?
Azıcık fingirdek, belki de potansiyel kaşar, salak kızların idolü olarak sürüsüyle ''çılgın bediş'' türemesine neden olan, hatta "çılgın bediş ben olucam, haayır ben olucam" bazlı kavgaların çıkmasına sebep vermiş ebleh bir diziydi ''Çılgın Bediş''...
(Hala hatırlamamış olanlar için not: annesi, babası ve en az kendi kadar çılgın dedesiyle yaşayan, sevimli (!) arkadaşları ile ilişkilerini ve aşık olduğu platonik aşkı Oktayı anlatan bir çeşit gençlik dizisi...)
İşte gelmiş geçmiş en kötü Türk dizisinden akılda kalan bir kaç küçük şey:
  • Bu kızın yürüyen Supradyn kılıklı dedesi kalp krizi geçirip yoğun bakıma yatırılırdı. Daha sonra iyileşir iyileşmez de hastane koridorunda macerena dansı yapılırdı...
  • Çılgın Bediş aşık olduğu Oktayla alakalı sürekli fantaziler düşlerdi. Bu fantazilerde ormanda tavşan olmak, pamuk prenses olup yakışıklı prens (oktay) tarafından öpülmek suretiyle kurtarılmak gibi şeyler olurdu.
  • Çılgın Bediş ve arkadaşlar gündüz vakti discoya gidip çılgınlar gibi timsah yürüyüşü yaparlardı.
  • Çılgın Bediş sevinince ''he yo he yo'' diyerekten işret parmağıyla garip hareketler yapardı.
  • Ne zaman ''ya ya ye kokocombo yayyayayyyeee'' duysam (yuh bana!) Oktay gelir aklıma. Sonra onun jöleli saçları gelir gözümün önüne ve sonra bunları hatırlıyorum diye kendime kızarım.
  • Ayrıca tikilik müessesinin ülkemizdeki ilk tohumlarını bu dizi atmıştır. "oleeeeeeeeey" , "yuppiiiii" , "ay gerçekten miiiiiiiiiie" tarzı replikler bu diziyle ortaya çıkmıştır.
Şimdi ufak bir kaç tespit:
  • Bu dizinin yayınlandığı dönemde 7-15 yaş aralığında olan ve bu diziyi izlememiş bir ergen kız çocuğu bulunmamaktaydı.
  • Bu diziyi izleyenler ortaokulda "çılgın bediş'im yok başka işim" diye gruplar halinde takılırlardı. Sevininde ''hey yo he yo'' yaparlardı. Ayrıca bu şarkıyı o zamanlar söyleyenler hala bu şarkıyı hatırlıyor...
  • Yonca Evcimik'in 18 yaşında olmadığı gerçeğiyle tanışan kızlarımızın büyük bölümü o travmayla uzun yıllar yaşadı.
  • Bu diziyi zamanında izleyenler "ahaha, nasıl izlerdim ben bunu yeaa" diye kendine gülüyor, kendisiyle dalga geçiyor ve geçmişi yad ediyor. Aslında hiçbiri izlediği için pişman değil. Çünkü küçük olduğumuz kadar da aptaldık, ve o günleri hala gülümseyerek hatırlamak süper bir şey.