- ''Tek başına gelip tek başına gittiğin bir dünyada yalnız kalmaktan neden korkuyorsun?'' diye sordu içimdeki bilge. ''Zamanın sınırları çizilemez, ne zaman biteceği kestirilemez. Bu nedenle yaşamak zorunda olduğum bu lanet hayatta mutsuzluğumu bulaştıracak birilerine mutlaka ihtiyacım var.'' diyerek yanıtladım onu. Nasıl? İyi demiş miyim?
- ''Ben'' olma kararını alarak özgüven neşesi ile kol kola bir yürüyüşe çıkmak istiyorum. Sen de benimle birlikte gelir misin sevgili okuyucu?
- Bana her seferinde savurduğu sert yumruklara rağmen dünyayı seviyorum. Bana sırf günümü gösterdiği için bu lanet planeti çok seviyorum. Plüton mu? Onun yeri bambaşka...
- Plüton demişken... Minnoşun fotoğraflarını gördünüz mü? Ağzını burnunu yediğim öyle ponçik suratlı bir şey ki...
- 25 yıldır aynı duvarlara aynı soruları soruyorum. Sanki her şeyi aramızda konuşmuşuz da diyecek söz kalmamış gibi inatla susmaya devam ediyorlar.
- Ağzına kadar dolu bir küllük gibi uyandım bu sabah. İçim öyle isli, öylesine leş kokulu ki camları açıp derin bir nefes alacak takatim yok. Bana içimin perdelerini açabilir misin sevgili okuyucu?
- Felaketler ve sevinçler her zaman eşit zaman aralıklarıyla gelir hayatımıza. Fakat bazı felaketlerden sonra gelen sevinçler için artık çok geç kalınmıştır. Ufak bir tebessümle ufuk çizgisine ulaşma heyecanı hissedersin bir anlığına. Sonrası mı? Sonrası hayal kırıklığından başka bir şey değil.
- Geçtiğimiz günlerde şirinliği ile beni kendine aşık eden bir minikle tanıştım. Hayata karşı tek derdinin benimle aynı durakta inemiyor oluşu ise sanırım günlerime umut katıyor. Yarın onu yeniden görebilecek olma umudunu... Yoksa kendime dair hiçbir umudum kalmadı.
- Ben deniyorum... Daha henüz ne yapmaya çalıştığımı bulamadım ama onu da bir ara bulacağım, söz.
Merak edenler için İnstagram sayfam: https://instagram.com/gizemcebirsey/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder